3 Ocak 2017 Salı

Yenilenen Dünya Ticaret Merkezi


+ Bir gün ikiz kulelere çıkalım beraber. - Tamam çıkarız acelemiz mi var; koca binalar, bir yere gitmiyorlar ya!



Ve 11 Eylül 2001'de İkiz kuleler olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezi talihsiz bir terör saldırısıyla yıkılır, bu iki arkadaş henüz ziyaret edememişken. Yasanmış bu hikayenin ardından yıllar geçti. Saldırıların hedefi olan Dünya Ticaret Merkezi binaları, uzun süren ertelemeler ve tartışmalardan sonra nihayet tamamlanıyor. Bugün sizlerle yenilenen binalara ve anıtlara gidiyoruz.



Gezimize PATH tren istasyonunun yerine yapılan, istasyon ile başlıyoruz. Mart 2016'da açılan Oculus isimli istasyon bolca cam ve çelikten olusuyor. İspanyol mimar Santiago Calatrava tarafından yapılan ve uçan bir kuğuyu andıran bina, 4 bilyon doları bulan maliyetiyle oldukça büyük eleştirilere konu olmus. Ancak eleştiren istasyonun açılışıyla beraber, eleştiriler yerini takdirlere bıraktı. Bugün eleştirenlerin bir çoğu, evet büyük paralar harcandı ama buna değmiş diyor. Gerçekten de görülmeye değer olan, Oculus'u hergün binlerce insan ziyaret ediyor. Sabah erken veya aksam geç saatlerde gidildiğinde çevreyi saran beyaz ışık altında sakince oturuken, sade bir huzuru yaşayabilirsiniz. İçeriden bakıldığında adeta bir kuşun, ya da o boyutlarda bir dinazorun iskelet sistemini andıran bina, Calatrava'nın New York taki ilk eseri. Yine Calatrava'nın eseri olan alt geçit de mutlaka görülmeli. Oculus'un bir parçası gibi tasarlanmış olan alt geçit Oculus ile Brookfield Place'i birbirine bağlıyor.

Oculus'u gerimizde bırakıp dışarı çıktığımızda, ikiz yansıma havuzlarını göreceğiz. Neredeyse yarım dönüm genişliğinde olan ikiz yansıma havuzları, Kuzey Amerika'nın insan eliyle yapılmış en geniş şelalesi olma özelliğini taşıyor. Mimar Michael Arad ve peyzaj mimarı Peter Walker tarafından eski ikiz kulelerin yerine inşa edilmiş olan havuzlardan akan sular, ikiz kulelerin yıkılışını simgeliyor ve 11 Eylül saldırılarında ölen 3000'e yakın kişiyi anmak üzere yapılmış. Anıt havuzların çevresini saran bronz korkulukta, her bir mevtanın ismi yazılı. Saldırının her bir mağduru için havuzun çevresinde ayrılan ve isminin üzerine her doğum gününde bir gül bırakılıyor. Havuz kenarında durup biraz dinlenip, gezimizin ikinci durağına ilerleyebiliriz.



9/11 memorial, Stüdyo SNØHETTA ve Mimar Davis Brody Bond tarafindan tasarlanan bina 9/11 anıt-müze olarak kullanılıyor. Içinde eski Dünya Ticaret Merkezine dair bilgileri, fotoğrafları barindiran muze, yıkım ve yeniden inşa süreclerine de yakından göz atabileceğiniz dökümanlara sahip. 24 Dolar olan müze girişi, Salı günleri ücretsiz. Pazar-Perşembe günleri 09.00-20.00 arası açık olan müze, Cuma-Cumartesi günleri 09.00- 21.00 arası ziyaretçilerini kabul ediyor.

Gezimizi Özgürlük Kulesi (Freedom Tower) olarak da anılan ve ana bina olarak kabul edilen Dünya Ticaret Merkezi 1'i ziyaret ederek sonlandıracağız. Amerika'nın en yüksek binası olan bu bina Kasım 2014'te açılmış. Binanın 100. katında bulunan gözlem kulesinden inanılmaz bir New York manzarası görebilir, gözlem kulesinin restorant ve cafe bölümlerinde harikulade bir manzara eşliğinde yemek yiyip, kahvenizi içebilirsiniz. Gözlem kulesi aynı zamanda, düğünlere, iş ve sosyal toplantılar gibi etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Biletlerinihttps://oneworldobservatory.com/tickets/# adresinden alabileceğiniz gözlem kulesinin standart giriş ücreti 32 Dolar, kule yaz boyunca 09.00 ile 22.00 arasında ve kış döneminde 09.00 ile 20.00 arasında ziyaretçilere açık.

Gezimizin geri kalan kısmında ise, Dünya Ticaret merkezi ve 9/11 anıt-müzesinin çoğu zaman atlanılan gizli güzelliklerini yazacağım.

Sizler için çok keyifli fotoğraf noktaları da işaretleyeceğim.

Önümüzdeki yazıda görüşmek üzere.

UsaSabah Gezi Mekan Köşesinde yayınlanmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder