New York gökdelenleri, gece gündüz canlı ve kalabalık caddeleri, renkli sokak ve kültür hayatı dışında, şehir hayatının keşmekeşinden uzaklaşıp dinlenebilmek için sayısız imkanlar sunabilen bir şehir aynı zamanda.
New York parkları, şehrin göbeğinde, binaların arasında, ara bir sokakta bir anda karşınıza çıkıp sizi şaşırtabilir. Birden kendine çekip sizi tüm o tantana ve curcunadan uzaklaşıtırabilir. Bir de bakmışsınız akan suyu izliyor ve neredeyse hiç bir şey düşünmüyorsunuz. Şehrin içinde yer alan parklardan bahsedince elbette ilk akla gelen Manhttan'daki Central Park ve Brooklyn'deki Prospect Park, Queens'deki Astoria Park gibi parklar. Yaz akşamlarındaki sinema, tiyatro gösterimleri, sabah yogaları, çevre çalışanlarının öğlen yemeği ve sabah kahvesi için uğrak yeri olan her zaman canlı Bryant Park ve şehir planlamacıları için büyük bir ilham kaynağı olan High Line da bu üçlüyü takip ediyor.
New York'ta toplamda 1700'den fazla park bulunuyor ve neredeyse her Borough ve her mahallenin kendine ait irili ufaklı parkları var.
Bugün ise, şehrin çok popüler olmayan ama mutlak görülmesi gereken gizli hazinelerinden olan Fort Tryon Parkı ziyâret edeceğiz.
Manhattan adasının en tepesinde yer alan Fort Tryon Park'a A treniyle ulaşabilirsiniz. Trenden asansörle ulaşılan parkın bir tarafından George Washington köprüsü ve Hudson nehrini izlerken diğer taraftan Washington Heights ve Bronx manzarasını seyredebiliyorsunuz. Fort Tryon Park, Newyork'un en yüksek rakımlı tepelerinden birinin üzerinde kurulu. Bir yanında nehir diğer yanında ise yerleşim alanları bulunan parkın en tepe omurgasını geniş yeşil alan oluşturuyor. Tepeden uzun patikalar vasıtasıyla nehire, ve yerleşim alanlarına ulaşım mümkün. Tabi sürprizlerle dolu patikalardan yürümek oldukça keyifli. Nehir tarafına inen patikadaki sıra kemerler de görülmeye değer. 27 hektarlık bir alana kurulu olan park konumu itibariyle turistlerin sık uğradığı bir yer değil. Bu nedenle benzerlerine göre çok daha sakin ve huzurlu.
Parkın kurulu olduğu bölge, Lenape'li yerli kabile tarafından Chquaesgeck olarak tanınıyormuş, daha sonra 17. yüzyıla kadar Hollandalı göçmenler tarafından yüksek tepe anlamına gelen, Lange Bergh denmiş. Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nın bir parçası olan Fort Washington Mücadelesi de burada gerçekleşmiş. Fort Tryon park, bu savaşta mücadele eden kadın savaşçı Margaret Corbin'e ait bir anıtı da barındırıyor. Savaş öncesinde Fort Washington olarak anılan bölge, savaş sırasında İngilizlerin bölgedeki son başkanı olan General Sir Williams Tyron'ın adını almış.
Park 1917'de İş adamı John D. Rockefeller'ın girişimiyle mimarlık firması Olmsted Kardeşler tarafından inşa edilmeye başlamış, 1935'de tamamlanan parkın içinde Metropolitan Sanat Müzesinin bir parçası olan The Cloisters da bulunmaktadır. Tamamiyle ortaçağ mimarisi ile tasarlanan müzede Ortaçağ sanat eserleri ve heykeltraş George Gray Barnard'ın ortaçağ koleksiyonunu da görebilirsiniz.
Orta Çağ severler Parkı özel olarak takip etmeliler, çünkü parkta Eylül veya Ekim aylarında Orta Çağ Festivalleri düzenleniyor. Ziyaretçilerin dönem kostümleri giydiği bu festivalde Orta Çağ müzikleri ve dansları da sergileniyor, jonklörler gösteri yapıyor ve şövalyeler at üstünde mızrak dövüşü sergiliyor.
Yılda bir kere düzenlenen bu etkinlik dışında, her yıl Ekim ayında düzenlenen ve Amerikanın en büyük mimari- tasarım etkinliği olarak meşhur Open House New York haftasonu etkinliğine katılabilir, şu anda Parkın müdüriyet binası olan eski Billings evini ziyaret edebilirsiniz. Yılda bir kere düzenlenen etkinlikler dışında yıl boyunca, Jimnastik, ebeveyn- çocuk yogası, çocuklar için dans kursu, Bahçelerdeki çiçekleri tanıyalım yürüyüşü gibi etkinliklere de Katılabilirsiniz.
Parkta gördüğünüz çiçekleri merak ediyorsanız: http://www.forttryonparktrust.org/gardens/bloom_guide.htmladresinden aylık güncellenen listeleri de görebilirsiniz. Bu arada gelmişken pirenlerle dolu Heather Garden'ın geniş terasından Hudson River'ı izlemenizi ve park içindeki New Leaf Restoranda yemek yemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Restoranda ay boyunca Cuma akşamları jazz konserleri de dinleyebilirsiniz.
Yılda bir kere düzenlenen bu etkinlik dışında, her yıl Ekim ayında düzenlenen ve Amerikanın en büyük mimari- tasarım etkinliği olarak meşhur Open House New York haftasonu etkinliğine katılabilir, şu anda Parkın müdüriyet binası olan eski Billings evini ziyaret edebilirsiniz. Yılda bir kere düzenlenen etkinlikler dışında yıl boyunca, Jimnastik, ebeveyn- çocuk yogası, çocuklar için dans kursu, Bahçelerdeki çiçekleri tanıyalım yürüyüşü gibi etkinliklere de Katılabilirsiniz.
Parkta gördüğünüz çiçekleri merak ediyorsanız: http://www.forttryonparktrust.org/gardens/bloom_guide.htmladresinden aylık güncellenen listeleri de görebilirsiniz. Bu arada gelmişken pirenlerle dolu Heather Garden'ın geniş terasından Hudson River'ı izlemenizi ve park içindeki New Leaf Restoranda yemek yemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Restoranda ay boyunca Cuma akşamları jazz konserleri de dinleyebilirsiniz.
İyi eğlenceler.
Not: New York Parkları yıl boyunca konser, tiyatro, sinema vb. çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor, sadecehttps://www.nycgovparks.org/ sitesini sık sık ziyaret ederek hayatınıza renk katabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder